SERTAÇ BULUR - İçişleri Bakanı Selami Altınok, "İnsanların özeline, insanların mahremine, telefonlarla kameralarla girerek, Türkiye Cumhuriyeti devletinin en önemli sırlarını ifşa etmek adına, devletimizi uluslararası arenada zor durumda bırakmak adına hainlikler yapanlarla mücadele ediyoruz, ettik, bundan sonra da etmeye devam edeceğiz. Hiçbir sahada paralelle mücadele noktasında, 'geri adım atma, duraksama' diye bir şey kabul etmiyoruz" dedi.
İçişleri Bakanı Selami Altınok, AA Editör Masası'nda, gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Türkiye Cumhuriyeti'nin hangi alanda olursa olsun, paralel bir devlet yapılanmasını kabul etmesinin söz konusu dahi olmadığının altını çizen Bakan Altınok, mücadelenin sadece İçişleri Bakanlığında değil, her alanda devam ettiğini belirtti. Operasyonel birimler olması nedeniyle emniyet ve adliye birimlerinin daha çok gündeme geldiğini ifade eden Altınok, şöyle devam etti:
"Kurumsal bazda sadece bizim bakanlığımız mücadele etmiyor ama kişisel bazda o işin başlangıcından bugüne kadar ben varım. O mücadelenin içinde yer aldım. Niye emniyet teşkilatı ve adliye teşkilatı üzerinde daha fazla duruluyor, gündeme geliyor? Çünkü adliye ve emniyet teşkilatı operasyonel birimler. Emniyet teşkilatı operasyonu hazırlıyor, adliyedeki adli mekanizma kararı veriyor ve gündem öyle oluşuyor. Diğer birimler ve diğer bakanlıklarda diğer alanlarda ve iş dünyasında veya farklı sahalarda da paralel yapıyla mücadele tüm hızıyla devam ediyor. Bizim bakanlık olarak yapmış olduğumuz çalışmalar yadsınamaz. 17 Aralık sürecinden bugüne kadar çok önemli çalışmalar yaptık. Türkiye Cumhuriyeti devletinin, o kelimeyi bilinçli kullanıyorum, namusuna el uzatmaya kalkan kim olursa olsun o mücadeleyi vermek zorundaydık. Yoksa 'çoluk çocuğumuzun daha sağlıklı bir gelecekte, memlekette yaşamamasına seyirci kalırdık' diye düşünüyorum"
- "Kızımın özgürce yaşamasını istiyorum"
Paralel Devlet Yapılanması ile mücadelenin vatandaşlar açısında da önemine işaret eden Bakan Altınok, "Yedi yaşında bir kızım var. Kızımın büyüdüğünde özgürce yaşamasını istiyorum. Birilerinin takip etmesini istemiyorum. Telefonunun dinlenmesini istemiyorum. Özel hayatına birilerinin karışmasını istemiyorum. Kızımın arzu ettiği hayatı ama hiçbir baskı, hiçbir tehdit altında kalmadan yaşamasını istiyorum. Ülkemdeki bütün insanların öyle yaşamasını istiyorum" diye konuştu.
"İnsanların özeline, mahremine, telefon ve kameralarla girerek, Türkiye Cumhuriyeti devletinin en önemli sırlarını ifşa etmek ve devleti uluslararası arenada zor durumda bırakmak adına hainlikler yapanlarla mücadele ediyoruz, ettik, bundan sonra da etmeye devam edeceğiz" ifadesini kullanan Altınok, şunları kaydetti:
"Hiçbir sahada paralelle mücadele noktasında 'geri adım atma, duraksama' diye dahi bir şey kabul etmiyoruz. Dün bunu, paralel yapı dediğimiz bu yapı yaptı. Devletin içine çöreklenerek, devleti ve kurumları ele geçirmeye çalıştı. Sonra da Türkiye Cumhuriyeti devletine, hükümetine karşı darbe yapmaya kalktı. Onun mücadelesini verdik. O mücadeleyi veren bir insan olarak onunla da gurur duyuyorum. Bundan sonra da devlete ve devletin bekasına yönelik ne yönde olursa olsun, adına ne derseniz deyin, farklı bir paralel yapı oluştuğu takdirde bununla başta devleti idare edenler, hükümeti idare edenler ama Türkiye Cumhuriyeti devletinde yaşayan, vatan sevgisiyle yüreği dolu insanların hepsinin gayret göstermesi lazım."
- "Toplumun inancı, değerleri başımızın üstündedir"
Bakan Altınok, Paralel Devlet Yapılanması ile mücadelenin, "inançlı insanlarla mücadele ediliyormuş" şeklinde gösterilmeye çalışıldığına dikkati çekerek, bu ayrımın yapılması gerektiğini vurguladı. Bakan Altınok, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Paralel Devlet Yapılanması ile mücadele ayrı. Bunu tutup birilerinin de art niyetli bir şekilde sanki 'inançlı insanlarla mücadele ediliyormuş' algısına da müsaade etmeyeceğiz. Toplumun inancı, değerleri başımızın üstündedir. Biz inançlı insanlarız. Ama inanç sömürüsü yaparak devletin kurumlarının ele geçirilmesine ve insanların hayatının içine girilmesine ve bu şekilde kumpaslar kurulmasına, -17 Aralık'tan itibaren yaşadıklarımızı görüyorsunuz, bir sürü insan öldü, intihar ettiler, onur meselesi yaptılar, gurur meselesi yaptılar- buna kimsenin hakkı yok. İnsanların düzeni kalmadı. İnsanlar sokakta, simit satan insanlar bile 'ya bunu telefonla konuşmayalım hanım dinlenebiliriz' kaygısı taşımaya başlamışlardı. Bunu yapmaya hiç kimsenin hakkı yok. Buna müsaade etmenin de bir manası ve gerekçesi olamaz. Devlet olmak, hükümet olmak bu yapıyla mücadeleyi gerektirir. Bu yapıyla da mücadeleyi hep beraber yapmak zorundayız. Hiç kimsenin kenardan ve etrafından dolaşma hakkı ve hukuku da yoktur. 'Ben bu devleti seviyorum, Türkiye Cumhuriyeti devletinde yaşamaktan mutluyum, bu devletin bir ferdi olmaktan gurur duyuyorum' diyen herkesin, bir ucu dışarıda olan, bir yerlerden emir alan, bir yerlerin maşalığını yapan bu yapıya da mücadele noktasında çok büyük bir kararlılıkla devam etmesi, katkı vermesi lazım gelir. 'Etrafından dolaşmak hiç kimsenin faydasına değildir' diye düşünüyorum."
- "İnsanlarımız rahat olsun"
Bakan Altınok, "Telefon dinleme konusunda 'insanlar rahat olsun' diyebiliyor muyuz?" şeklindeki bir soruya ise, "Kesinlikle diyebiliyoruz" yanıtını verdi. "17 Aralık'ın başlangıcından bugüne kadar görev almış bir insan olarak söylüyorum. Hukuken dinleme noktasında art niyet, hukuken dinleme noktasında bir kumpas kurulabilmesi söz konusu değildir" diyen Altınok, sadece emniyet ve jandarmanın ilgili birimlerinin, mahkeme kararı almak şartıyla dinleme yapabileceğini, bunun da terör örgütlerine, uyuşturucuya, çetelere ve mafyalara karşı yapıldığını anlattı.
Telefon dinlemenin önceden de yapıldığını ancak mahkemeye verilen isimlerden farklı kişilerin dinlemeye alındığını ifade eden Altınok, hukuken imha edilmesi gereken kayıtların ise şantaj noktasında kullanılmak üzere bir yerlerde saklandığını belirtti.
Dinlemelerin artık sadece hukuki olarak yapıldığını ve vatandaşların bu konuda müsterih olmasını isteyen Bakan Altınok, "(Dinleme) diye bir şey söz konusu değildir. Kendinden emin hayatını yaşayan insanlar rahat etsinler ama terörle uyuşturucuyla mafyayla alakası olan, bu işlerle iştigal eden insanlar bilsinler ki enselerinde olmaya devam edeceğiz" dedi.
- "Manipülasyon gayretleri olduğunu biz biliyoruz"
Bakan Altınok, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Strazburg'da "Devlet içinde devlet yok. Paralel devletmiş falan asla yok. Paralel devletle PKK beraber iş tuttular. Bunları yakından izliyoruz. PKK ile paralel devlet birlikte çalışıyor. Sonuna kadar izleyeceğiz" şeklindeki açıklaması hatırlatılarak, değerlendirmesinin sorulması üzerine ise şu yanıtı verdi:
"Bu birliktelikleri 7 Haziran seçimlerinden önce de çok net şekilde gördük. Bunu kimsenin böyle güneşin balçıkla sıvanmayacağı gibi inkar etmeye kalkmasının da bir anlamı olmadığını düşünüyorum. Paralel Devlet Yapılanması içerisindeki kurumların ve insanların terör ve terör örgütünün yandaşı olanlarla nasıl iş tuttuklarını, nasıl oturup kalktıklarını, nasıl yönlendirmelerde bulunduklarını hepimiz gördük. Sayın Cumhurbaşkanımız bir gerçeği açık şekilde ifade etmişler, aynen katılıyoruz. Buna da müsaade etmeme noktasında gayret göstereceğiz. 1 Kasım seçimlerinde de bu manipülasyonları yapma gayretleri olduğunu biz duyuyoruz, biliyoruz. 7 Haziran'da da vardı. Paralel Devlet Yapılanması'nın seçim sonuçlarını maniple edebilme, şaibe çıkarabilme gayretleri vardı. 1 Kasım'da da olacağını biliyoruz. Bilmediğimizi zannetmesinler. Ona göre tedbirlerimizi sonuna kadar almaya devam ediyoruz. "
- İhbar yönetmeliği
İçişleri Bakanı Altınok, "Terörle mücadele kapsamında bölücü terör örgütü PKK’nın elebaşları ve mensuplarının yakalanması için ihbarda bulunanlara ödül verilmesine yönelik bir yönetmelik yayımlandı. Bu yönetmeliğin ardından ne kadar ihbar geldi ve bunun sonucunda yapılan operasyon ve yakalanan terör örgütü mensuplarına ilişkin bilgileri bizimle paylaşır mısınız? Ayrıca ihbarda bulunanlara ödülleri nasıl verilecek?" sorusunu da yanıtladı.
Terörle mücadelenin hukuk çerçevesinde yürütüldüğüne vurgu yapan Altınok, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun 20. maddesinde ihbar karşılığında ödül verilebileceğine dair hükümler bulunduğunu hatırlattı. Bu hükümlerle alakalı bir yönetmeliğin 31 Ağustos itibariyle yayımlandığını belirten Altınok, yönetmeliğin uygulamasını gösterebilecek bir yönergenin de 19 Eylül itibariyle yayımlandığını kaydetti. Altınok, şunları söyledi:
"Bu kanunun ve yönetmeliğin belirtmiş olduğu hususlarda, emniyet ve jandarmadan komisyon üyeleri oluşuyor. Belirli bir altyapı yapmak lazım geliyordu ve bu listeyi de belirlemek gerekiyordu. Zaten bu listeyi de siz çok güzel verdiniz geçmişte. Şimdi genelgeler hazırlanıyor. Bu listelerin hangi terörist için ne kadar ödül verilebileceğine dair listeler netleşmeye başladı. Bu hafta sonuna kadar genelgeleri de listedeki isimleri de hem web sitemizde hem de broşürlerle bütün illerde bütün imkanları kullanarak ilan edeceğiz. Ayrıca da bir kamu spotu hazırlıyorlar. O kamu spotunu da yine görsel medyada kullanacağız. Burada kırmızı, mavi, turuncu ve gri listeler var. Kırmızı listede yer alan örgütlerin tepe noktalarında bulunan elemanlar için kişi başı 3 milyon lira ödül vermeyi düşünüyoruz. Mavi listede yer alan daha orta kademelerde yer alan teröristler için kişi başına 1.5 milyon lira ödül vermeyi düşünüyoruz. Bu listelerin tasnifi daha devam ediyor. 4-5 gün içerisinde tam netleşir. Yeşil listemiz ve turuncu listemiz var. 200 bin liradan başlamak üzere 4 milyona kadar bu ihbarı yapan, bunların yakalanmasını, etkisiz hale getirilmesini sağlayanlara ödül vereceğiz."
- "İhbarcının kimliği gizli kalacak"
İhbar edenlerin ve bu mekanizmada çalışan insanların güvenliklerinin ön planda tutulduğunu da anlatan Bakan Altınok, şunları kaydetti:
"Buralarda emniyet ve jandarma birimlerimizin dışında kimse çalışamayacak. Gerçekçi manada teröristin yakalanmasına yardımcı olan, ihbarı yapan kişilerin de kimliklerinin çok gizli kalmasını, herhangi bir sıkıntıya düşmemeleri adına gizli bir şekilde yürüteceğiz. Arzu edildiği takdirde nakden, arzu edildiği takdirde banka hesapları veya başka bir yöntem bularak ödülleri bu şahıslara vereceğiz. Bu yönetmelik tam manasıyla uygulamaya geçtikten ve listeler ilan edildikten sonra fayda getireceğini, terörle mücadelede farklı bir konsept uygulamasına imkan vereceğini düşünüyorum. Çok faydalı olacak. Uygulama başladığı takdirde göreceğiz. Bu uygulama Avrupa'da, Amerika'da uygulanıyor. Netice alınan bir yöntem." ANKARA (AA)
Yorumlar