Çocuklarımız soykırımcı ilan edildi


Alman Federal Meclisi (Bundestag) Yeşiller Partisi Milletvekili  (yakası Ermeni rozetli) Cem Özdemir'in kraldan çok kralcı yoğun çabasıyla oylamaya sunulan yasa tasarısıyla, Türkiye'yi ve Türk Halkı'nı soykırımcı ilan etti.

Avrupa'da ve bilhassa da Almanya'da yaşayan Türkler, 50 yıllık göç tarihinde ilk defa bu denli bir hayalkırıklığı yaşıyor.

Öyle ya...

Adeta besleyip büyüttüğü vekillerden "sırtlarına hançer saplandı."

Kendisinden gördüğü insanı vekil olarak seçen Almanyalı Türkler, soykırımcı ırk olarak damgalanmış oldu. Çocuklarımız okullarda soykırımcı nesil olarak görülecek.

Federal mecliste alınan "sözde soykırım kararı" sayesinde 50 yıllık göç tarihinin bütün kazanımlarını çöpe atılmış oldu.

50 yıllık göç hayatında Türkler...

En ağır işlerde çalıştılar...

Verilen her işi yaptılar...

Hak aramak nedir, bilemediler...

İş yerinde aşağılandılar...

İşveren oldular, istihdam oluşturdular, vergi verdiler...

Sporcu oldular, Alman bayrağını göndere çektirdiler...

İş ve işçi bulma kurumunda "kö…. muamelesi" de gördüler...

Evlerinde diri diri yakıldılar da...

Vatan hasreti çektiler...

Velhasıl, çok şey verdiler.

Ermenistan'ın bu ülkeye hiç bir zaman veremediği ve de veremeyeceği kadar emek sarfettiler...

Federal Meclis almış olduğu bu kararla; Avrupa ırkının ve kültürünün değer yargılarına göre hüküm veren AİHYM kararını hiçe sayarak bir çelişki meydana getirdi: Mahkeme kararları mı, meclis kararları mı?

*               *               *               *               *               *               *               *               *               *               *               *

İki Başkonsolos aynı törende. Hayırdır!?...

Duisburg'da bir işadamın mekânında düzenlenen ödül töreninde "Almanya'daki başarılı gazeteciler" ödüllendirilmiş.

Bu meslekte saçlarımı dökmemiş olsaydım, haberi ciddiye alırdım. Göründüğüm kadar yaşlı olmadığım için zihnim henüz açık. Hafızamı yokladım. Acaba bir şeyler mi kaçırdım diye. Ödül alanlar ne zaman, hangi ara, ne gibi başarılara imza atmışlar? Ben hatırlayamadım.

Piyasada gazete kalmadığı için, haberi sosyal medyadan takip ettim. Sanal alemde fotoğraf bol oluyor, bilgi ise az.

Gerçi, hepsini iyi tanırım ama yine de ödül alan gazetecilerin başarıları hakkında bilgi sahibi olmak isterdim. Cahilliğimi gidermiş olurdum.

Belirttiğim gibi; fotoğraf boldu.  

Ödül alıp verme işi, çıkar ilişkilerine dayanır...

Bir yandan fotoğraflara bakarken, diğer yandan "Ödülü verenlerle alanlar arasındaki ortak bağ ne olabilir?" sorusu aklıma geldi. Essen Başkonsolosu Mustafa Kemal Basa ve Düsseldorf Başkonsolosu Şule Gürel normalde bir etkinlikte veya törende birlikte görülmüş değil. Acaba o iki Başkonsolosun orada bir araya gelerek "derneğe itibar kazandırma görüntüsü" ne amaçla organize edilmişti? Bu kadar yoğun bir gündemde nasıl koşa koşa oraya gittiler? Devleti temsil edenler, katıldıkları daveti önceden araştırıp sormaz mı? Kimin nesidir neyin sesidir diye…

Sorular kafamı kurcalarken sesli bir şekilde düşünmüşüm, tecrübeli bir dostum uyarmasa anlayamayacaktım. "Ödül töreninde bir araya gelenler halk tarafından 'Erdoğan Karşıtlığı' ile tanınanlar.  Kafanı sadece Berlin'e takmışsın. Biraz da buralara dön bak neler oluyo. Bu dernek faal hale getirilip 2017'de Erdoğan'ın Lahey'de yargılanmasını talep eden bildiri yayınlarsa şaşmam" deyince farkına varabildim. Şimdiden bir altyapı mı oluşturuluyor acaba?

Bir soru daha aklıma gelmiş, fakat soramamıştım:  Bu ödül töreni "Erdoğan Karşıtlığı" görüntüsü veriyorsa, THY Düsseldorf'tan "bol kepçe nemalanan"  kişinin orada ne işi vardı?

NOT: Köşe yazımda belirttiğim ödül törenini düzenleyenler, gazetemizin logosunu "Şark Kurnazlığı" yaparak bizden izinsiz pano reklamlarında kullanmışlar. Hem ahlâkî hem de hukukî açıdan yanlış yaptıklarını başkanlarına bildirdik. "Yönetim kurulu olmayan tabelasız derneğin" başkanına uyarı yazımızı gönderip, bir daha logomuzun kullanılmaması konusunda kendilerini uyardık.

Yorumlar

Yorum Gönder