Doğa dostu... Alabildiğine sevecen ve güleryüzlü... Şu sıralar Darmaduman adlı dizide Derin karakteriye izlediğimiz genç oyuncu Hafsanur Sancaktutan, kariyerine 2018 yılında ekrana gelmeye başlayan Gülperi dizisinde canlandırdığı Fidan karakteri ile adım attı. 20 Mart 2000 yılında İstanbul'da dünyaya gelen
Sancaktutan, Darmaduman'dan önce özel bir platformda yayımlanan "Dünyayla Benim Aramda" adlı dizide oynamıştı. Kariyerinde emin adımlarla ilerleyen genç oyuncu, sorularımızı siz okurlarımız için cevaplandırdı...
Bir okul tiyatrosuyla başlamış oyunculuk kariyeriniz. Her şeyden önce sizin için ne ifade ediyor oyunculuk?
Her şeyden önce ‘var olmayı!’ İnsan evrenle ve kendisiyle var olduğunu hissettiğinde bütünleşebilir çünkü. Oyunculuk sadece bir iş ve meslek değil birçok şeyi kendimde nasıl var edebileceğimi, kendime nasıl evirebileceğimi gösteren bir öğretici.
Nasıl gösteriyor bunu?
Farklı karakterleri ve onların ruh hallerini gösterip sergileyerek elbette. Kısaca oyunculuk hayatta var olabilmenin temsili.
Şu sıralar nasıl gidiyor işler genel olarak... Yoğunluk var mı?
Olmaz mı?.. Çok yoğun bir temponun içindeyim şu sıralar. Ancak, etrafımda daima güzel bir enerji akışı var ve güzel insanlar var. Bu yüzden de o yoğunluk beni yormuyor. yine de tatlı bir tedirginlik yok değil. Çünkü yeni bir projem var. Bu projede birçok kişinin emeği var ve sorumluluğunu hissediyorum. Herke gibi ben de emeğimin ve alınterimin karşılığını alabilmek istiyorum.
Rol yaparken kendinizden neler katarsınız o role?.. Yoksa canlandırdığınız karakterl kendinizi örtüşmemeye mi inanırsınız?
Senaryo geldiğinde, role girebildiğimde ve rolü rahat giyebildiğimde ‘demek ki bu benim içimde olan bir şey’ diye düşünüyorum. Ve sonunda şunu anlıyorum: Farklı kişilerden alabileceğin derslerini, hayat verdiğin karakterlerden de alabiliyorsun. Hazırlık sürecimdeyse -son işlerimde yapmasam da- kendime video çekiyordum. ‘Sen bu işi alacaksın’ diye kendime not düşüyordum. Kendine güvenmekle ilgili bir ritüelim vardı.
Yeni diziniz Darmaduman'ı bir de kendi oyuncusunun ağzından tanısak...
Darmaduman, 90’lı yıllarda zirveye çıkmış ve çok popüler olan ‘Beverly Hilss, 90210’ adlı bir gençlik işinin uyarlaması. Yapım, Türkiye’de de “Evimiz Hollywood’da” adıyla yayınlandı. Bizim senaryomuz ise orijinaline çok bağlı kalmasa da karakterleri aynı. Gençlerin her birinin ayrı dünyaları, psikolojileri olduğunu ve birbirlerinin hayatına nasıl dokunduklarını, değiştirdiklerini izliyoruz. Tanıdık, güncel sorunlar aslında. Ama sadece gençlik işi değil. Çünkü çok güçlü aile profillerini de hikayesinde barındırıyor.
Peki ya canlandırdığınız Derin karakteri!..
Depresif ve alkolik bir anneyle yaşamak ve büyümek zorunda kalmış bir genç kız Derin. Mutluluğu kendi başına bulmaya çalışırken, ondan alabildiğine uzaklaşmış. Mutluluğu bulmak adına yeni arayışlara girmiş ve çareyi antidepresan haplarında bulmuş Derin. O yüzden sürekli hap içiyor ve kontrolsüzce gelişen bir bağımlılık ve sonunda bundan kurtulmak için büyük bir mücadele veriyor.
Mümkün olsa da bir an onunla aynı masada karşı karşıya gelseydiniz ona neler önerirdiniz?
Çareyi kimyasal çözümlerde arama derdim. Ondan dinleyeceğim şeyler de olurdu tebii ki. Derin’le yaşlarımız neredeyse aynı. O yüzden her şeyden konuşabilirdik bence. Ekranda pek güven vermeyen bir profil çizebilir, biraz bencil bir kız Derin. Ama ben ona güvenirdim. Kendini düşünen insanları, tabii benciliği başkasına zarar vermiyorsa severim.
Öte yandan yakın geçmişte dijital bir platformda izleyicisiyle buluşan ‘Dünyayla Benim Aramda’ adlı dizi projesinde yer aldınız. O dizi çok ilgi gördü. Neydi sizce bu ilginin sebebi?
Gerçekten de ilginç bir çalışma oldu. Orada canlandırdığım karakterin görünmezliği içinde büyük bir görünürlüğün saklı olması da. Bunu hikayenin sonunda izleyici de görecek. En önemlisi ise dönüşüm. Bir kadının kendini keşfetmesi ve kendini iyileştirebilmesi beni fazlasıyla etkiledi.
Darmaduman’da Derin'siniz, „Dünyayla Benim Aramda“ adlı yapımda ise Sinem. Birbirine zıt iki karakteri peş peşe oynamak zor olmadı mı?
Aslında ikisi de kendi tercihi olmayan duygular yaşıyor... Sinem’in görülmeme hissi, ona dışardan yüklenen bir sorumluluk. Derin ise annesi tarafından küçük yaşlardan bu yana allanıp pullanan ve çok güzel, harika bir vücuda sahip ve güzel giyinen biri. İki farklı karaktere arka arkaya hayat vermek güzel. Hafsa’nın da görünmez veya görünür olduğu yerler, anlar var. Sinem’in depresif hissettiği anlarda, Hafsa’ya ‘oraya düşme’ diyorum. Derin’de ise bencilliği hissettiğimde, Hafsa’ya yine ‘yapma’ diyorum. Onlardan büyük dersler alıyorum.
Size de şöhreti soralım. Neler kazandırıyor şöhret ona sahip olana ve neler kaybettiriyor?
Şöhret, tabi ki insana para ve her şeyden önce bir özgüven kazandırıyor. Fakat karşılığında çok önemli bir şeyi alıyor, özgürlüğünüzü. Kariyerini iyi yönetebilirsen o ışıltılı dünyaya da hükmedebilirsin. İyi yönetmek ise biraz kendini filtreleyebilmek anlamına geliyor.
Nasıl bir gelecek ve başarı hayal ediyorsunuz?
Hayatın neler getireceğini bilemezsiniz ki! Bu nedenle bir varış noktam yok. Ama ben ne kadar çalışırsam hayatın da beni çok daha güzel bir varış noktasına götüreceğini düşünüyorum. Ben kendimi çalışmaya ve devamında başarıya endeksledim. O yüzden güzel hayallerim var. Gönül ister ki gerçekleştiğinde birlikte tekrar konuşalım… İdealim ise hem çalışkan hem güzel hem de çok yetenekli bir kadın olarak anılmak.
Sizi ilk gören kişi neler düşünür? İnsanlarda bıraktığınız ilk izlenim nedir?
Sanırım beni ilk görenler ‘ne kadar güler yüzlü, sevimli, efendi, tatlı’ diyebilirler. Aslında darmadağınık bir kafam vardır. Yani düşüncelerim her taraftadır. Kendim ve herkes için birçok şeyi düşünmeye çalışıyorum aynı anda. Tabii yaşımın verdiği heyecanlı hallerim de var. O yüzden karşımdakini olumlu anlamda şaşırtırım diye düşünüyorum.
Bu arada çok fit bir fiziğiniz var, onu korumak için neler yapıyorsunuz?
Biraz diyet biraz spor. Sporla aram bazen çok iyi, bazen çok kötü. Mesela bu dönem, iki buçuk aydır spor yapamıyorum yoğunluktan dolayı. Özel bir diyetim yok ama rafine şeker ve paketli gıdalar yememek her zaman tercihim. Organik beslenmeyi tercih ederim. Bir dönem glütensiz beslendim ve şimdilerde de dikkat etmeye çalışıyorum.
Yakın gelecekte neler yapmayı planlıyorsunuz?
Gelecekle ilgili yapılacaklar listemin başında, doğanın içinde bir yaşam alanını baştan sona kurmak var. Yapının dışındaysa bölgeye uygun bir şekilde tarım yapmak isterim. Sürdürülebilir ve organik bir hayat kurmak ve hayvanlarımla yaşamak istiyorum. Yayına hazırlayan: Canan Cangert