Oyunculuğum Sultan'ın elinden ödül alınca kabullendi!


Oyunculuğum Sultan'ın elinden ödül alınca kabullendi!

Yedinci sanat sinema, genç oyuncularının performansıyla yol alır.  Türk sinemasının son yıllarda yetiştirdiği önemli genç isimlerden Ece Yüksel de döneminin umut veren isimlerinden. Nitekim Yüksel, Emine Balcı'nın yönettiği "Nefesim Kesilene Kadar" filmindeki performansıyla kendisinden bir hayli söz ettirmeyi başarmıştı. Sinemanın Sultanı Türkan Şoray'ın elinden aldığı "Umut Veren Genç Kadın Oyuncu Ödülü" belli ki Yüksel'e uzun ve iddialı bir rota çizmişti. Birbiri ardına vizyona giren Emin Alper'in Kız Kardeşler" ve Semih Kaplanoğlu'nun 'Bağlılık' üçlemesinin ilki olan "Aslı"daki muhteşem oyunculukları, bir genç yıldızın daha ışımaya başladığının en önemli göstergesi oldu.

Yavuz Turgul'un 'Av Mevsimi'nde oynadığında çok küçüktün. Fakat Emin Alper ve Semip Kaplanoğlu gibi iki büyük yönetmenin filmlerinde peş peşe roller kapmak kolay değil. Nasıl bir şey ustalarla çalışmak?

Her şeyden önce büyük bir sorumluluk! Ama işin en zor kısmı ilk tanışma anı. O zaman çok geriliyor insan. Tanışınca yavaş yavaş alışıyorsun. Her ustanın kendine has bir tarzı var. Ancak hepsi de nihayetinde oyuncuyla nasıl iletişim kuracaklarını biliyorlar. Ne istedikleri belli, yönetmeni dinlemek önemli. Sonrası size kalıyor.

Oyunculuk merakı nasıl başladı?

Küçükken ele avuca sığmazdım. Enerjik bir çocuktum. Taklit yapmayı da çok severdim. Sıkılıyordum. Aileme biraz ısrarcı oldum ve yedi yaşımda beni tiyatro kursuna gönderdiler. Kursa gittiğim zaman okuma yazmayı bile bilmiyordum. Ve sevdim tiyatroyu. Oradaki öğretmenlerim beni yetenekli buldu ve ajansa yönlendirdiler.

Küçük yaşta sette olmak nasıl bir his?

Sevmek her şey. Oyunculuğu çok sevince akranlarının oynadığı oyunlar çocukça gelir. 10 yaşımdaydım ve onlara "Benim işim var" derdim. Çünkü ezber yapıyordum. Galiba pek de çocuk gibi görmüyordum kendimi, büyüklerle takılmak daha iyi geliyordu. Av Mevsimi'nde İdris'in kızını (Cem Yılmaz) oynadım. Tam ısınıyordum oyunculuğa ama lisedeyken aile engeli çıktı ortaya.

Birçok aile böyle bir şey için yırtınırken mi?..

Kendilerince haklıydılar. "Doğru düzgün bir meslek" sahibi olmamı arzuluyorlardı. Oyunculuk onların gözünde hobi idi. Meslek olarak bana uygun olmadığını düşünüyorlardı "Oyunculuk güzelliğe bakar, bu işin garantisi yok, çok acımasız bir dünya" diye sürekli uyardılar. O aralar pek de teklif gelmiyordu. Ben de derslere ağırlık verdim. Tam o vakit geldi "Nefesim Kesilene Kadar" filmindeki rol teklifi. Bunim hayatımın kırılma anı, o andı.

"Nefesim Kesilene Kadar" sana ne kazandırdı?

Bağımsız sinemaya bu filmle attım ilk adımımı. İyi oyuncu olmak için çok önemli bir adımdır bu. Çok farklıdır, filmdeki karakterler daha derinliklidir. Sanat kaygınız vardır. Apayrı bir gözlem: Bu işi yapan insanlar daha mutlu çalışır! Bu film sonrasında kesin kararımı verdim. Oyuncu olacaktım. Adana Film Festivali'nde Türkan Şoray'ın elinden ödülü de alınca ben de ailem de ikna olduk. Zaten sonrasında Kadir Has Üniversitesi'nde tiyatro öğrenciliği başladı.

Elinden ödülünü aldığın Sultan için ne söylersin?

Türkan Şoray hepimizin idolü. Ama ailem için çok daha ötesi. Mesela anneannem birlikte olan fotoğrafımızı saklıyor. Eve gelen herkese bu fotoğrafı gösteriyor. Çok mutlu oluyor.

“Kız Kardeşler” projesi nasıl ilerledi?

Nefesim Kesilene Kadar filminde çalıştığım Ezgi Baltaş, beni Emin Alper'e öneren kişi. Emin Alper fotoğrafımı görünce önce çok şehirli bulmuş beni.  Ama seçmelerden sonra bana dair olan düşüncesini değiştirmiş oradaki performansım.

Berlin ve Saraybosna Film Festivalleri'ndeki tecrübelerin için neler söylemek istersin?

Yıllar sonra bir Türk filmi ilk defa Berlin Film Festivali'nde Altın Ayı için yarıştı, bu gurur vericiydi. Kırmızı halıda yürümek de apayrı bir heyecandı. Bir ara Altın Ayı'yı alabiliriz diye epey bir umutlanmıştım. Ama olmadı. Saraybosna'ya gelince!... İnanılmaz ilgi gördük orada. Gösterim sonrası kaç kişiyle fotoğraf çektirdim gerçekten hatırlamıyorum. Yaptığınız bir şeyin insanlara dokunmasından daha güzel ne olabilir ki!

Peki oyunculuktaki orta ve uzun vadeli hedeflerinle sonlandıralım söyleşimizi...

Üniversitede okurken Erasmus programı mapsamında Hollanda'ya gittim. Altı ay kaldım. Farklı bir ekolleri var onların. Almanlara daha yakın. Orada iki farklı ekolden yeni sentezler çıkartabileceğimi gördüm. Bunun için yurt dışında, bu Hollanda ya da Almanya olabilir, çalışmak istiyorum.

Peki ya diziler?..

Dizilere hayır demek zor ama tercihim yine de yurt dışında çalışıp kariyer yapmak.

 

 

 

 

Yorumlar

Yorum Gönder