"Hızlı şöhret, kısa yoldan düşüş demektir!"


Özge Özberk, 1989 yılında "Bizimkiler" dizisi için kamera karşısına geçtiğinde henüz 13 yaşındaydı. Güzel oyuncu, o yıllardan bugüne birçok uzun metrajlı film, dizi ve oyunda oynadı.

"Aşka 103 Adım - 2012",  "Sinek Kadar Kocan Olsun, Başımda Bulunsun - 2011" gibi Tiyatrokare yapımlarının yanı sıra, "Bana Bir Şeyhler Oluyor", "Sen Hiç Ateşböceği Gördün mü?" ve "Otogargara" gibi BKM oyunlarında sahnede izlediğimiz Özberk, aralarında "Hayat Ağacı", "N'apcaz Şimdi", "Pis Yedili", "Canım Babam", "A.R.O.G", "Yol Arkadaşım" ve "Babam ve Oğlum" gibi filmlerde görev aldı.

Özge Özberk, adını, son olarak yine bir Çağan Irmak yapımı olan "Bizi Hatırla"ya yazdırdı. Sanatçı, kariyeri ve son filmi "Bizi Hatırla"ya dair sorularımızı  siz okurlarımız için cevapladı.

Çağan Irmak'ın birçok projesinde yer aldınız. Bizi Hatırla senaryosu önünüze geldiğinde size 'evet, bu projede ben de varım" dedirten neydi?

Çağan’ın son filmi, "Çocuklar Sana Emanet’i seyrettikten sonra ona mesaj attım. Mesajda "Yeter artık bir sonraki filmde ben de varım, çok özledim" diye yazmıştım. Kendisi de bir süre sonra beni aradı ve "Bir senaryo yazdım. Ters köşe bir kadın var. Bakalım bu konuda sen ne düşünüyorsun" dedi. Hemen istedim senaryoyu. Öncelikle oynadığım rolden çok hikayesiyle beni kendine bağladı "Bizi Hatırla."

Sanırım yine Babam ve Oğlum gibi iddialı bir dram değil mi?

Evet öyle de diyebiliriz. Aile ilişkilerinizde kaçırdığınız duyguları telafi etmek adına bu film herkese iyi gelecek.

Peki bu projede size döşün rol neydi?
Ailenin gelini Ece rolünü canlandırdım. İlk bakışta tam bir şehirli dergi kadını. Hayatın dergilerdeki yaşamlardan ibaret olduğunu sanan bir kadın aslında.. Babanın eve gelişiyle hayatında yüzleşmek zorunda kaldığı ve sustuğu konuları haykırmak zorunda kalıyor. Her duygunun karşılığının alınabileceği tanıdık hikayelerden oluşan çok güzel bir Çağan Irmak filmi, Bizi Hatırla’nın seyirciyle harika bir buluşması oldu.

Ece Gelin rolüne kendi hayat tecrübenizden bir şeyler de kattınız mı?

Ece karakterine, kendi hayatımdan, yaşadıklarımdan veya tecrübelerimden herhangi bir şey kattığımı düşünmüyorum. Ece, bana kafaca çok uzak bir karakter. Ece, öz değerlerinden çok uzak kalmış, ergen kızı için, ‘nefret doğurmuşum’ diyebilecek kadar zayıf biri. Onu heyecanlandıran tek şey, magazin dergilerinin dedikodu haberleri.

Film için ne düşünüyorsunuz?

Filmden seyirciye yansıyan ilk şey, klasik, mutlu bir aile tablosu. Ece’nin geçmişte yaşadığı travma filmin bütününe müthiş yansıyor. Filmi ilk kez izlediğimde senaryoyu bilmeme rağmen inanılmaz etkilendim. Kelimelerin ete kemiğe bürünmesi, etkili müzikle beraber olağanüstü etkili olmuş ve değerli kılmış.

Geleneksel aile yapımız çok örselendi. Bakım evleri, huzur evleri gibi yerlere daha çok ihtiyaç duyuyoruz. Bu konuda neler söylersiniz bize

İnsanlar yaşlandıkça arkadaş arıyor, konuşmak istiyorlar. Geçmişini, hastalıklarını, ağrılarını, hüzünlerini yaşadığı tüm hikayelerini, kaybettiklerini, kazandıklarını. Rahmetli anneannemden biliyorum. Bizimle beraber yaşıyordu ve yaş almaya başladıkça kapının çalıp komşularının gelmemesinden daha çok şikayet etmeye başlamıştı. Biz de ona her seferinde işleri var, vakitleri yok, diyorduk. Şimdi bu filmle daha çok anlıyorum bu cümlelerin gerçekliliğini.

O ilişkilerin yerini ne aldı?

Tabii ki dijital iletişim!.. Artık kendimizi aklama yöntemimiz, görüntülü telefonlar. Aynı şey mi? Kesinlikle değil! Sarılmanın yerini hiç bir şey tutamaz. Şehir hayatı koşturmacasının içinde dağılıp gidiyoruz, vakit ayıramıyoruz, konuşamıyoruz. Bu yüzden onların arkadaş ortamlarının, mutlu olabilecekleri ortamlarının en iyisinin yapılması gerektiğini düşünüyorum. Şahsen ben kendi adıma kimseye yük olmamak için bunu dilerdim.

Babam ve Oğlum’dan sonra yine bir baba-oğul hikayesinde Çağan Irmak ile çalıştınız. Onunla çalışmak nasıl bir tecrübe?

Çağan Bey ile çalışmaya ilk kez ‘Çemberimde Gün Oya’ projesiyle başladım. Daha sonra ‘Babam ve Oğlum’da birlikteydik. Aradan 13 sene geçti ve ‘Bizi Hatırla’ filmi ile bir araya geldik. Sanki her şey bıraktığım gibiydi. Çağan Irmak, koca bir dünyayı tek bir kelimeye bazen bir bakışa sığdırabilecek güçte yeteneğe sahip, harika bir sinema insanı.

Dramdan komediye birçok farklı rolü üstlendiniz. Kendinizi en çok hangi türe yakıştırıyorsunuz?

Televizyonda, dramanın içine doğdum. Yaklaşık 20 yıl boyunca da bu böyle devam etti. Drama kanıma işledi. Fakat tiyatro sahnesinde enerjimi komediye yakın buluyorum ve komedi oynamaktan daha çok zevk alıyorum.

Sizin açınızdan bir yapımdaki en önemli unsur nedir?

Sadece iyi oynamak. Gerisi bu işi diğer insanlara ulaştırmak, yani işi tamamlayarak tanıtmak. Bu çok meşakkatlı bir süreç. Yol arkadaşlarınızın güvenilir ve akıl verenleriniz tecrübeli olması gerekiyor. En azından benim için öyle olması gerekiyordu.. Daha da önemlisi bu tecrübelere kulak asmak gerekiyor. Yapımcılıkta herşey bir zamanlama ve planlama meselesi baktığınızda, hiç de kolay değil. Şimdilerde yazarlık demişken geçen yaz tamamladığım bir çocuk müzikali yazdım. Bu sömestr hayata geçecek.

Müjdat Gezen’den mezunsunuz. Oyunculuk sevdası sizde ne zaman başladı?

1994 yılında BKM’de sahneye adım attığım annda, doğru yerde, doğru meslekte olduğumu anlamıştım. Bu bir hissiyat, önüne geçemezsiniz. Gece gündüz süren uzun prova sürecinden sonra o heyecanımı asla kaybetmedim. 24 yıl önce ne hissediyorsam aynı heyecandayım. Ben tiyatroyu, okuduğum üniversiteyi bırakarak seçtim ve hiç de pişman değilim. Ailemin dediği gibi, sen sevdiğin işi yaparsan başarı arkasından gelir.

Başarılı bir oyuncu olarak genç oyuncu adaylarına neler önerirsiniz?

Bu meslek dışarıdan göründüğü kadar kolay değil. Hayatlarını adamaları, çok sevmeleri, çok okumaları, araştırmaları, bir çok şeyden feragat etmeleri gerekecek. Kısa yoldan şöhret, kısa yoldan düşüş demektir.

Son soru yeni oyununuza dair olsun!..

Evet şu sıralar Nobel Ödüllü yazar, Dario Fo’nun eşi France Rame ile birlikte yazdıkları tek kişilik komedi Açık Aile'de oynuyorum. Sahne Maslak’taki oyunumuz 13 Aralık’tan bu yana seyirciyle buluşuyor. Bu oyunda sahneyi, Kubilay Pendeklioğlu ile paylaşıyorum. Tiyatrosever herkesi oyunumuza beklerim.

Yorumlar

Yorum Gönder