Kaş yapalım derken göz çıkarmak


Başkan Recep Tayyip Erdoğan, Saraybosna'da katıldığı UID Genel Kurulu'nda Avrupalı Türkler'e yine müjdeli haberler verdi.

Avrupa'daki medyamızın ve Türkçemiz'in yaşayabilmesi içinelzem olan"müjdeyi"  Başkan Erdoğan "Yurt dışındaki Türkçeyayın yapan yerel medyayı güçlendirmek için Basın İlan Kurumu'nun yurt dışındaki Türk medyasına da ilan ve reklam verebilmesinin önünü açacağız" diyerek verdi.

Çok faydalı bir karar olduğu zaman içerisinde  farkedilecek. Suistimal edilmezse Türkçemiz burada daha iyi muhafaza edilir.

Dikkat edilmesi gereken çok önemli hususlar var. Destek verilecek gazeteler için ortada bir ölçü olmalı.

1 - Gazetenin mizanpajı dizgisi göze hitap etmeli

2 - Reklamlar; gazetenin genelinin 1/2 sini geçmemeli.

4 - Gazete aylık ise 80-100 sayı, günlük ise 1 yıl yayın hayatı geçmişi olmalı.

5 - Yayın kuruluşlarının geçmiş yayınları iyi araştırılmalı;  Almanlara yaranacağım diye Türk- Alman dostluğunu bozuculuğu yapmamalı. "IŞİD'e gönderilen silah ve cephane materyalları Türk malı" gibi  kışkırtıcılar desteklenmemeli.

Aslında konu uzar gider… Bu işlere ciddi bakmak gerekir.

Ölçü korunur, dikkate alınırsa Türkiye'ye Türkçe'ye çok katkısı olur.

Şayet ölçü korunmaz ise; hatır, gönül, torpil ile devletin parası çar çur edilir. Kaş yapayım derken göz çıkartılır.

*             *             *             *             *             *             *

YTB (Yurtdışı Türkler Başkanlığı) başkan yardımcısı Sait Yusuf Almanya'ya gelmiş. İş için mi? Yoksa arkadaş ziyareti için mi? Umarız ahbap dost ziyaretine gelmiştir. Yok iş için geldiyse, herkesin katılabileceği bir ortamda tüm gazeteleri, yayın kuruluşlarını çağırsaydı daha profesyonelce  daha ciddi olurdu?

Gömleğin ilk kopçası yanlış iliklenmesin. Türkçe önemlidir…

*             *             *             *             *             *             *             *             *             *

Naziler'in25 yıl önce yaktığı ve Türkler arasında büyük infiale yol açan katliamı, 5 canı anma programına katılmak için Solingen şehrindeydik.

Akreditasyonda sıkıntı olmadı... Polis mevkiine gelene kadar öyle abartılmış kurallar vardı ki... Uzun gazetecilik meslek hayatımda böyle bir şey yaşamadım.

Polis bize "bekleyin, sizi köpek de kontrol edecek" dedi. Şaka değil, biz gazetecileri arayacak köpek için bekletildik... Nihayet, beklenen köpek geldi... Çantalarımızı tek tek kokladı. Ben dahil bir kaç gazeteci hem korktuk hem şaşırdık…

Gün boyu süren etkinlikte köpeğin gazetecilerin çantalarını koklaması haricinde dikkat çeken detaylar da vardı.

Meselâ; Düsseldorf'ta Başbakan Merkel'in de katıldığı davet edilenlerin çatı katına,hava almayan bir odaya tıkıldığı yerde opera söylenmesi tuhaf.

Anılan kişi Müslüman. Opera sanatçısı avazı çıktığı kadar bağırıyor. Ne alâka?

Bir Hıristiyanı anma töreninde "Hicaz İlâhi" söyleniyor mu? Olur mu hiç?

Ölen kişiler Müslüman, anma töreni ise Hıristiyan adetlerine göre yapılıyor.

Bir jest olarak düşünülen anma törenine gölge düştü yazık…

 

 

 

Yorumlar

Yorum Gönder